Önce cennetten bir köşe olan, Avusturya sınırları içinde, Autobahn yanyolundan girerek ulaştığımız
Göller Bölgesine göz atalım..
Burası bana Bolu Abant ve Yedigöller'i anımsattı..
Rehberimizin bahsettiği üzere;göldeki su içme suyu kalitesindeymiş!Hakikaten o kadar temizdi ki,ben de dokunup hissetmek istedim:) Oldukça da ılıktı,sanırım bunda yağmurun etkisi de var..
Gölde yüzmek zevkli olsa gerek,bunu tecrübe etmek isterdim aslında :)
Bu doğal güzelliğin keyfini pek fazla çıkaramasak da,bakmaya doyamadık..
Tur otobüsümüzle tur atmanın dışında,2 defa fotoğraf molası verdik.Ama üşüye üşüye geri döndük her seferinde:) Islanan ayakkabılarımız da cabası..
Otobüsümüzün camından yakaladığım bazı anlar var ki;
(damlacıklardan da anlaşıldığı üzere)
nüfusu zaten oldukça az olan şehrin,yağmurlu hava ve haftasonu olmasının da etkisiyle,
nasıl kabuğuna çekildiğini apaçık gösteriyor..
Bu kafelerde kimsecikler yok..
Düzenli sokaklar boyunca binalar, en şık ve zarif elbisesini giyinmiş bir kadın gibi arz-ı endam ediyor..
Bunun gibi sempatik mimarisine hayran kaldığımız evler de,göl çevresinde boylu boyunca uzanıyor..
Buradan da......
Kişi başı milli gelir ortalaması bakımından, dünyanın en yüksek standartlarına sahip kente;
SALZBURG şehir merkezine geçiyoruz!
Ama bir sonraki postta..... :))))
Keep in touch:)
Sevgiler...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder