27 Aralık 2011 Salı

Haftanın Pabucu-2

....Ve nihayet geldi!
Evden çıkarken hep koşturma halinde olduğum için aslında çok da doğal ortamında yapamadım çekimleri ama.. :)))idare edelim artık bu seferlik!

Aslında çooooook sezonlar önce kavuşmuştum bu sarı tatlı şeye:)
Baya eski yani,birkaç yıllık!Fazla fazla giyip eskittiğim de söylenemez,(ki zaten benim ayakkabılar eskimez) ama onu yine de çok seviyorum..


...and here it comes! :))
The photography shots are not from the natural environment of life,(i mean they are not taken in the streets) because generally i am in a hurry when i go out,not to be late for someone or somewhere:)

Actually these pretty,little,yellow things are from a "too much" previous season that i don't remember!
In fact they are not worn many times up to now..So they seem new!
I love them!

25 Aralık 2011 Pazar

Back to ART..




...Ve artık sanat hayatıma dönsem mi diyorum :))
Son tablom siyah beyaz bir Paris akşamüstüydü..özlemişim resim yapmayı,yine döktüm tüm malzemeleri..Fırçalara,boya tüplerine dokunmak heyecanlandırdı beni :)
ah bir de rahat hareket edebileceğim bir atölyem olsaydı! Ne güzel olurdu!

23 Aralık 2011 Cuma

New In...

New purchases,accesories from TRESERA..
Although i always say that; i shouldn't buy any more accesories,couldn't resist the temptation :))


Tresera'dan iki yeni parça :))
Artık aksesuar almamalıyım desem de; bu kolyeye dayanamadım..
Boynumda daha şık duracağını düşünüyorum,bu fotoğrafta taşları ve farklı renklerde zincirleri çok fazla ışıldamamış!

Yüzük de tasarım gibi duruyor..
Hatta bir sürü model vardı ama indirim dolayısıyla en şıkları tükenmeye yüz tutmuş:)Bundan bir tanecik kalmıştı,ben kaptım:))

7 Aralık 2011 Çarşamba

Haftanın Pabucu-1

Bundan böyle yeni bir köşe olmalı blogda diye düşündüm veeee böyle birşeyin zevkli olabileceğine karar verdim! :)

Genellikle kendimle ilgili çok fazla görsel paylaşmıyorum.Ama bunlar kesinlikle benim ayaklarım!
Bir ayakkabı mağazasının outletinde çekildi bu kareler ama orada deneyip,aşık olduğum minnoşlar değil bunlar:)

Sadece annecim mağazada kendini kaybetmişken,kendi ayakkabılarımın fotoğraflarını çekerek vaktimi değerlendirdim:))


Shoe of the Week...

I thought that; something NEW should exist in this blog..and decided to prepare this post every week!

Generally i do not share too many photos of me,but these are exactly my feet! :))
The images are taken in an outlet store of a renowned Turkish shoe&bag brand..But they really belong to me,i didn't fall in love and wear them in the store.
I just spent my looooong time by taking photos,while my mum was losing herself in the store :))

1 Aralık 2011 Perşembe

BÜYÜ-MEEE


Asla vazgeçme çocuk olmaktan
Erik düşleri kur yandaki bahçeden
Üzerine dondurma dök, yeni pantolonunun
Ayakkabılarının arkasına bas
Arka sokakta top oyna
Acı çek,en büyük acın dizindeki bere olsun
Bayram sabahları erken kalk
Şeker heyecanları hisset
Öpebildiğin kadar öp uzatılan elleri
Asla vazgeçme çocuk olmaktan
Yemek yeme bir öğlen
Çaya batır bisküviyi ofiste
Utanma bir gün harçlık iste babandan
Vermezse çal annenin kumbarasından
Serum lastiklerinden sapanlar yap
Adaleti sağla kedi ile kuş arasında
İlk günüymüş gibi okulun
Annenin eteklerine yapış, ağla
Asla vazgeçme çocuk olmaktan
Safça düşün
Bırak borsayı,kuru
Savaş sadece bir oyun,
Ölüm kötü adamın rolü olsun
İn arabadan bisiklet kirala bir kaç saat
Vur kendini sahile
Martı çığlıklarına besteler yap ıslık notalarıyla
Bir de gelirse eğer elinden
Büyüme de ne yaparsan yap

Vahit Kemal Kısa

21 Kasım 2011 Pazartesi

My dream home and DIY projects

Hayal ettiklerim ve gerçek dünya arasında hızlı geçişler yapmayı seviyorum..
Son zamanlarda daha çok içimden geldiği gibi yazdım bloğumda,biraz depresif,biraz sıkılgan,karamsar; napiim öyle hissettim işte! :)

Şimdi ise hoşuma giden birkaç görsel paylaşıp,"home sweet home" hayallerine dalış yapıcam sanırım,aklımın bir köşesinden kıyısından da olsa!:))


İşte bu koltuk!!! Bundan istiyorum..
Ne kadar asil ve şık,kadifenin karşı konulmaz ağırlığı ve grinin en sıcak tonu eminim bulunduğu ortamı mükemmelleştirecek bir seçim olurdu..


Bir gün kendi evim olursa, sizleri misafir ettiğimde gördükleriniz sizi hiç şaşırtmayacak sanırım:)
Bir "deja vuuuu" hissi yaşanabilir yani :))
Aaaa ben buraya daha önce gelmiş miydimmm? Bu anı yaşamış gibiyim...:)))
Burası da yatak odası..
Sade bir stili var,ama bir o kadar da ihtişamlı,iki kelime birarada zıt görünüyor biliyorum.Detaylar gözüme çok hoş göründü,belki ondan böyle ifade ediyorum:)
Komidinlerin çizgisi çok zarif,üstlerindeki kristalli aplikler mükemmel,yatağın baş kısmındaki kafes formundaki aynalar oldukça orjinal!Duvar kağıtlarına söylenecek laf yok.. e daha ne olsun!!
:))


Bir de oturma odamız var tabi..
Tüm yeryüzü ayaklarınızın altında hissi veren,ferah bir ortam:)
Krem rengi pofuduk koltukları hep sevmişimdir!


Mutfakta sempatik bir köşe..
Çok fazla detaya gerek bile yok.Ahşap panjurlar ve şirin minderler temel öğrelerimiz bu görselde:)

.....Veeee son olarak çok orjinal bir "do it yourself" procesi :)
Buna bayıldımmmm!

17 Kasım 2011 Perşembe

Sadece paylaşmak istedim..

Yıllar yılı hasretle beklediği ışığa kavuşan bir hücre mahkumu nasıl körleşirse,aşk da körelir yakına gelince...

Sanki özlemdir aşkın çimentosu; özlem çekildi mi aşk, kumsalda çıplak bir beden gibi sıradanlaşır,ehlileşir,söner..

Belki ondandır aşkların en güzelinin mektuplara yazılmış,şarkılara dökülmüş,telefonlarda söylenmiş oluşu..

Mutlu aşktan yazılacak bir şey bulunamamıştır çünkü..

CAN DÜNDAR

16 Kasım 2011 Çarşamba

FORBIDDEN ZONE

"Senemiko"yla yaptığımız bir öğle arası kaçamağı; Kahve Dünyasındaki bu mutluluk anıyla sonlandı :))

Hadi bize afiyet olsun..!

15 Kasım 2011 Salı

Haydi "DIY" layalımmm :)

Bugün çok üşüdüm, çok acıktım, çok bunaldım… Ve bu yüzden daha çok daha çok yazmak istedim..
Yanlış anlaşılmasın; halet-i ruhiyemin müsebbibi kesinlikle kasvetli havalar değildir.Yağmuru,karı,fırtınayı,sonbaharı,kurumuş dökülen yaprakları çok severim :)
Sadece sıkıldım işte!
Hal böyleyken bu can sıkıntısından kurtulmak için, neşeli&zevkli&renkli bir şeyler yapmak lazım..
Bu sıralar DIY (do it yourself) projelerine sarmış durumdayım.Mesela geçen akşam amatör ama yine de başarılı sonuçlanan bir çalışmaya imza atmanın haklı gururunu yaşıyorum :))
Bunu sonraki postta paylaşırım belki.Ama kısaca şöyle bişey; sade, gri, düz bir hırkaya antrasit renkte dantelle bazı uygulamalar yaptım.Henüz giyip denemedim ama üzerimde de güzel duracağını ümit ediyorum..

Veeee şimdi hayata geçirmek istediğim “minik minicikkk projecik”lerle ilgili görsellerle sizi baş başa bırakıyorum..
Hadi buyrun! :)

Evinizde yapabileceğiniz bu oyuncaklar,tamamen çocukların hayal dünyalarının ürünleriymiş..Çizimlerden esinlenerek üretilmiş,bu oldukça ilgi çekici:)

Bu peçetelikler de yapılışı çok basit küçük hediyeler olabilir arkadaşlarınız için..Eğer benim gibi keçelerle uğraşmayı seviyorsanız,denemeye değer:)

Bu iğneliklerden her eve lazım:) Çok hoşuma gitti,kesinlikle yapmalıyım..

Yine evinizde mevcut olan,eskimiş,boyası çizilmiş herhangibir çerçeveye bile uygulanabilir.Sadece malzeme kutularımı karıştırarak birkaç parça dantel bulup,yapıştırmak yeterli,bu güzel şeyi ortaya çıkarabilmek için..

Başlık bulamadım :(

Bugünlerde neden böyleyim bilmiyorum..
Somut bir sorun olduğundan değil,çok şükür sağlığımız yerinde,başıma "yeni" bir felaket gelmedi(aman Allah korusun..:p),bişeyler düşünüp üzülmeye pek vaktim de olmuyor iş güç zaten yoğun..
Ama bilmiyorum işte!
Yine bir melankoli rüzgarına kapıldım!

Sabah evimizin bahçe kapısından dışarıya adım atar atmaz,gözümün içine bakarak miyavlayan kediyle beraber oturup ağlamak istiyorum mesela :)Onun çok mutsuz,yalnız ve acıkmış olduğunu düşünerek üzülüyorum..

Dökülen yapraklar,soğuyan hava ve "Kasım" ayı bende SWEET NOVEMBER etkisi yapıyor ve yine yalnızlığımı hatırlıyorum..
Sonra kendime gelip,Van depremi sonrası evlerini ve daha önemlisi yakınlarını kaybederek,bu soğuk havada çadırda yaşamaya çalışan insanları düşündüğümde, içim acıyor..onlar için dua ediyorum,yardımlarla tüm ülke olarak desteklerini esirgemeyen Türk halkıyla ayrıca gurur duyuyorum!

Ciddi ve hayati konuların yanında önemsiz kalıyor bahsederken ama..
Hayatımda mutlu olabileceğim bir açılım yapamadığım için kendime kızıp duruyorum:( En basitinden,yıllardır istediğim ve planını yapmaya çalıştığım fotoğrafçılık kursuna bir türlü başlayamıyorum.Tamamen ihmal ettiğim için herşeyi!Yoksa o kadar zor bir aktivite değil biliyorum :)Sadece birkaç haftasonumu ayırıp,güzel bir profesyonel makine almam lazım..
Sonrası tamamen zevk meselesi!Gezip tozma aktivitelerini fotoğraf çekme bahanesiyle arttırarak,sosyal hayata biraz daha yaklaşmak :)
Belki bu bana iyi gelir..

Umarımmm...

Once upon a time, VOGUE...

Bir zamanlar, Vogue.. :)
Günümüzdeki emsallerinden çok farklı tarzdaki dergi kapağıyla yayın hayatına başlayan Vogue'un 1892'deki ilk sayısı!
Orjinal nüshalarından bulup incelemek isterdim doğrusu... :)


Bu arada "Bir Alışverişkoliğin İtirafları"nın harika bayram hediyesi Amway Beautycycle Cilt Bakım Setini kazanmak için tıklayın! ;)
"www.bir-alisveriskoligin-itiraflari.blogspot.com"

26 Ekim 2011 Çarşamba

What am I reading nowadays?

Bugünlerde ne okuyorum? :)

20 Ekim 2011 Perşembe

Susmak gerek..

Ülkemizde son haftalarda yaşanan terör olaylarını üzüntüyle seyrediyoruz,umarım birşeyler yapılabilir.. :(

Tüm şehitlerimize Allah rahmet eylesin,bir ölüm haberi daha duymayalım inşallah!

17 Ekim 2011 Pazartesi

LET'S JOIN A CUPCAKE DECORATING CLASS :)

HAYDİ CUPCAKE SÜSLEME KURSUNA GİDELİM...
NE DERSİNİZ! :)





Tüm bu güzellikleri, kendi ellerinizle gerçeğe dönüştürmek isterseniz;
genellikle haftasonları düzenlenen workshop tarzı 3-4 saatlik etkinliklere katılabilirsiniz..
Cupcake yapımının yanısıra, makarna atölyeleri,ev yapımı çikolata,macaron,..vs kursları da var!

Ben şu an fotoğrafçılık eğitiminin yanısıra,bu konuya da eğilmek istiyorum.
Eğlenceli olabileceğini düşünüyorum:)


Birçok farklı görselden birkaçını yayınladım ama o kadar çok farklı fikir var ki; bambaşka sitelerde kayboldum bir ara.. :p
Bu siteden de ilham alabilirsiniz.. :)
http://www.marthastewart.com/cupcake-recipes

16 Ekim 2011 Pazar

AKLI HAVADA

Nihayet uzun zamandır istediğim bir Cumartesi gecesi aktivitesini dün gerçekleştirdik..Hem de kalabalık bir grubun güzel katılımlarıyla!

Benim için oldukça anlamlı replikler içeren bir tiyatro oyununu seyretme şansım oldu..Hezarfen'i anlatıyordu..

Hezarfen Ahmet Çelebi; bir ademoğlu için oldukça sıradışı bir şey yapmaya kalkıştığında..yani uçmak için çalışmalar yaparken bile o kadar inanmış ki buna!
Kendisini Galata Kulesi'nden boşluğa bırakıp süzülmeye başladığında, "Boşluğa direniyorum...boşluğa direniyorum.."diye bağırıyormuş.
Kendisine inanıp güvenmesinin yanı sıra,Allah'a öylesine sığınmış ki..Rabbi'ne, sıcak bir nefes üflemesi için dua ederken,bir Lodos çıkmış!
ve ilk denemesinde başarılı olmuş:)

Ancak yerçekimine,ölüme,sınırlara direnebilse de; Sultan Murat'ın yasaklarına ve dayatmalarına direnememiş!
Bu derece bilgili ve becerikli birisinin tehlikeli olabileceğini düşünen padişah,onu Cezayir'e sürgün etmiş.Çünkü 4.Murat'a göre; "Bu adem pek havf edilecek bir ademmiş, her ne murad ederse elinden gelirmiş, böyle kimselerin bakaası caiz değil" miş... :(

HEZARFEN, Cezayir'de maddi imkansızlıklar içinde ölümünü beklemiştir...

"AKLI HAVADA" Ataköy Yunus Emre Kültür Merkezi Belediye Tiyatroları
tavsiye olunur :))

13 Ekim 2011 Perşembe

Alışveriş Faydalı Şey :))


Bu slogan hoşuma gitti... ! :)

11 Ekim 2011 Salı

What if I were somewhere else all over the world now?

Would I prefer adorable New York City nights?


...or the romantic city PARIS with real love(which is not found yet):)


.......or the prettiest city on Earth; AMSTERDAM..


Şu an Dünya üzerinde başka herhangibir yerde olsaydım..
Hayranlık uyandıran New York gecelerini mi tercih ederdim?
Ya da henüz bulunanamamış gerçek aşkla beraber,Paris'i mi?
Yoksa dünyadaki en sempatik şehir Amsterdam'ı mı?

Tercih sıralamam eminim ki çok da önemli olmazdı :)
Neden bilmiyorum ama bu aralar, kendini tekrarlayan günlerden çooooook uzağa gitmek istiyorum!

24 Eylül 2011 Cumartesi

SONBAHAR


Benim mevsimim usul usul geldi, kapıya dayandı.. Neden bilmiyorum yaz aylarını hiçbir zaman çok sevemedim!


Aslında soğuğa çok dayanıklı olmayan bünyeme rağmen, melankoliye olan sevdamdan mı? Şubat ayında doğduğum için "kış çocuğu" olmamdan mı? bilinmez... birçok insana göre kasvetli sayılan hava durumları, bana iyi geliyor :)




My season has came slowly and knocked the doors.. I don't know why, but i never like the months of summer!


Despite of my undurable bodily constitution, whether my emotion type nowadays (being too melancholic) or being a "winter kid" :), i don't know..Depressing & dark sky gives me more ENERGY :))))

12 Ağustos 2011 Cuma

Zuhair Murad..Ennnn sevdiğim modacı! Zuhair Murad..My favourite fashion designer!











Bu postta yayınladığım üç fotoğraftan ikisinde Blake Lively var,bu bir tesadüf olamaz biliyorum ama...
Elbiseleri o kadar güzel taşımış ki,Zuhair Murad'ın yaptığı işlere ne kadar hayran olduğumdan bahsederken bunu es geçemedim.. :)






I know, i know :) there are only three photos in this post and two of them are Blake Lively's..I can not deny the truth,that's not a coincidence!


She is so much pretty in these dresses, i couldn't leave unsaid.. while mentioning about the designer:)

"AŞK" mı? O da ne??? :)



Ya tam açacaksın yüreğini,ya da hiç yeltenmeyeceksin!



Grisi yoktur aşkın..Ya siyahı,ya beyazı seçeceksin...



(Şems-i Tebrizi)

8 Temmuz 2011 Cuma

Geri döndüm..

Son zamanlarda ne mi yaptımmm;
koştum koştum koştum, bi güzel yoruldum.. :)


Yeni bir işe başladım,

Bir süre alışmaya çalıştım,

Yazlığa taşındım,

4-5 günlük kısa bir kaçamak yaptım ailemle :p,

Burnumda tüten hamak ve havuz ikilisini anımsadım ve şu fotoğrafı buldum...


Blog yazarlığına geri dönüş olsun bu an! :)))

12 Ocak 2011 Çarşamba

Vintage Industrial Style













Vintage industrial stili maskülen ve mekanik bir dekorasyon tarzı.

Endüstriyel objelerin fazlaca kullanıldığı bu evler,renove edilmiş hangarları andırıyor.Yerli yerine oturmuş bir mutfaktansa,endüstriyel görünümlü tek başına duran farklı parçaların kombinasyonuyla bir mutfak oluşturulmuş.Tahta masa,siyah mekanik bar sandalyeleri,sarkıt lambalar ve vintage bir duvar saati kullanılmış.


Yüksek duvarlı oturma odasında ise; tuğla duvarlar ve metalik malzemelerin sertliğini , uzun tüylü bir halı ve rahat deri koltuklar yumuşatıyor.


Mobilyalarda Vintage akımı...








Yaklaşık 17 sene önce şimdiki evimize taşınırken de "bemmmmbeyaz" evler çok modaydı:))
Şimdiki mat verniği olan ve koltuk döşemelerinde soft renk geçişleriyle yumuşatılan vintage'lar gibi olsalar yine iyi... :)
Işıl ışıl parlayan lake ve cayır cayır yanan koyu renk koltuklar hakimdi evlerin en özenli bölgeleri olan salonlarımıza!
Evdeki tüm yatak odası mobilyaları ve salon dahil herşey beyazdı.Tabi sonra çabuk sıkıldık ve değiştirsek mi boyatsak mı kaygısına düştük:))
Asla bıkmayacağım koyu meşe rengi,masif antika dolap,yatak ve komidinlerin yeri ayrı ama ben bu yeni trendi de çok sevdim...
Sonuncu görselde,bence vintage tarzının en doğru şekilde nasıl hayata geçirilebileceği gösterilmiş.Yani mekanı tamamen antikaya boğmadan,ne çok modern ne de çok klasik bir çizgi yakalanmış..
Aslında moderne daha yakın diyebiliriz ama asıl iş; zerafeti küçük detaylarla zenginleştirmekte..

6 Ocak 2011 Perşembe

DONNA KARAN NEW YORK











2011 Kış koleksiyonundan bazı kullanışlı ve şık parçalar...DKNY, her zamanki gibi sade,az renkli ve iddiasız!


En çok beğendiklerim gri,ceket yakalı kabanımsı hırka ve süslü püslü eldivenler oldu :))Uzun olmaları sayesinde,özellikle kolları açıkta bırakan pelerinlerle gayet rahat kullanılabiliyorlar. Hazır havalar çok soğukken sıkça kullandığım aksesuarlar olan deri eldivenlerim kadar olmasa da bunları sevdim.. :)