21 Kasım 2011 Pazartesi

My dream home and DIY projects

Hayal ettiklerim ve gerçek dünya arasında hızlı geçişler yapmayı seviyorum..
Son zamanlarda daha çok içimden geldiği gibi yazdım bloğumda,biraz depresif,biraz sıkılgan,karamsar; napiim öyle hissettim işte! :)

Şimdi ise hoşuma giden birkaç görsel paylaşıp,"home sweet home" hayallerine dalış yapıcam sanırım,aklımın bir köşesinden kıyısından da olsa!:))


İşte bu koltuk!!! Bundan istiyorum..
Ne kadar asil ve şık,kadifenin karşı konulmaz ağırlığı ve grinin en sıcak tonu eminim bulunduğu ortamı mükemmelleştirecek bir seçim olurdu..


Bir gün kendi evim olursa, sizleri misafir ettiğimde gördükleriniz sizi hiç şaşırtmayacak sanırım:)
Bir "deja vuuuu" hissi yaşanabilir yani :))
Aaaa ben buraya daha önce gelmiş miydimmm? Bu anı yaşamış gibiyim...:)))
Burası da yatak odası..
Sade bir stili var,ama bir o kadar da ihtişamlı,iki kelime birarada zıt görünüyor biliyorum.Detaylar gözüme çok hoş göründü,belki ondan böyle ifade ediyorum:)
Komidinlerin çizgisi çok zarif,üstlerindeki kristalli aplikler mükemmel,yatağın baş kısmındaki kafes formundaki aynalar oldukça orjinal!Duvar kağıtlarına söylenecek laf yok.. e daha ne olsun!!
:))


Bir de oturma odamız var tabi..
Tüm yeryüzü ayaklarınızın altında hissi veren,ferah bir ortam:)
Krem rengi pofuduk koltukları hep sevmişimdir!


Mutfakta sempatik bir köşe..
Çok fazla detaya gerek bile yok.Ahşap panjurlar ve şirin minderler temel öğrelerimiz bu görselde:)

.....Veeee son olarak çok orjinal bir "do it yourself" procesi :)
Buna bayıldımmmm!

17 Kasım 2011 Perşembe

Sadece paylaşmak istedim..

Yıllar yılı hasretle beklediği ışığa kavuşan bir hücre mahkumu nasıl körleşirse,aşk da körelir yakına gelince...

Sanki özlemdir aşkın çimentosu; özlem çekildi mi aşk, kumsalda çıplak bir beden gibi sıradanlaşır,ehlileşir,söner..

Belki ondandır aşkların en güzelinin mektuplara yazılmış,şarkılara dökülmüş,telefonlarda söylenmiş oluşu..

Mutlu aşktan yazılacak bir şey bulunamamıştır çünkü..

CAN DÜNDAR

16 Kasım 2011 Çarşamba

FORBIDDEN ZONE

"Senemiko"yla yaptığımız bir öğle arası kaçamağı; Kahve Dünyasındaki bu mutluluk anıyla sonlandı :))

Hadi bize afiyet olsun..!

15 Kasım 2011 Salı

Haydi "DIY" layalımmm :)

Bugün çok üşüdüm, çok acıktım, çok bunaldım… Ve bu yüzden daha çok daha çok yazmak istedim..
Yanlış anlaşılmasın; halet-i ruhiyemin müsebbibi kesinlikle kasvetli havalar değildir.Yağmuru,karı,fırtınayı,sonbaharı,kurumuş dökülen yaprakları çok severim :)
Sadece sıkıldım işte!
Hal böyleyken bu can sıkıntısından kurtulmak için, neşeli&zevkli&renkli bir şeyler yapmak lazım..
Bu sıralar DIY (do it yourself) projelerine sarmış durumdayım.Mesela geçen akşam amatör ama yine de başarılı sonuçlanan bir çalışmaya imza atmanın haklı gururunu yaşıyorum :))
Bunu sonraki postta paylaşırım belki.Ama kısaca şöyle bişey; sade, gri, düz bir hırkaya antrasit renkte dantelle bazı uygulamalar yaptım.Henüz giyip denemedim ama üzerimde de güzel duracağını ümit ediyorum..

Veeee şimdi hayata geçirmek istediğim “minik minicikkk projecik”lerle ilgili görsellerle sizi baş başa bırakıyorum..
Hadi buyrun! :)

Evinizde yapabileceğiniz bu oyuncaklar,tamamen çocukların hayal dünyalarının ürünleriymiş..Çizimlerden esinlenerek üretilmiş,bu oldukça ilgi çekici:)

Bu peçetelikler de yapılışı çok basit küçük hediyeler olabilir arkadaşlarınız için..Eğer benim gibi keçelerle uğraşmayı seviyorsanız,denemeye değer:)

Bu iğneliklerden her eve lazım:) Çok hoşuma gitti,kesinlikle yapmalıyım..

Yine evinizde mevcut olan,eskimiş,boyası çizilmiş herhangibir çerçeveye bile uygulanabilir.Sadece malzeme kutularımı karıştırarak birkaç parça dantel bulup,yapıştırmak yeterli,bu güzel şeyi ortaya çıkarabilmek için..

Başlık bulamadım :(

Bugünlerde neden böyleyim bilmiyorum..
Somut bir sorun olduğundan değil,çok şükür sağlığımız yerinde,başıma "yeni" bir felaket gelmedi(aman Allah korusun..:p),bişeyler düşünüp üzülmeye pek vaktim de olmuyor iş güç zaten yoğun..
Ama bilmiyorum işte!
Yine bir melankoli rüzgarına kapıldım!

Sabah evimizin bahçe kapısından dışarıya adım atar atmaz,gözümün içine bakarak miyavlayan kediyle beraber oturup ağlamak istiyorum mesela :)Onun çok mutsuz,yalnız ve acıkmış olduğunu düşünerek üzülüyorum..

Dökülen yapraklar,soğuyan hava ve "Kasım" ayı bende SWEET NOVEMBER etkisi yapıyor ve yine yalnızlığımı hatırlıyorum..
Sonra kendime gelip,Van depremi sonrası evlerini ve daha önemlisi yakınlarını kaybederek,bu soğuk havada çadırda yaşamaya çalışan insanları düşündüğümde, içim acıyor..onlar için dua ediyorum,yardımlarla tüm ülke olarak desteklerini esirgemeyen Türk halkıyla ayrıca gurur duyuyorum!

Ciddi ve hayati konuların yanında önemsiz kalıyor bahsederken ama..
Hayatımda mutlu olabileceğim bir açılım yapamadığım için kendime kızıp duruyorum:( En basitinden,yıllardır istediğim ve planını yapmaya çalıştığım fotoğrafçılık kursuna bir türlü başlayamıyorum.Tamamen ihmal ettiğim için herşeyi!Yoksa o kadar zor bir aktivite değil biliyorum :)Sadece birkaç haftasonumu ayırıp,güzel bir profesyonel makine almam lazım..
Sonrası tamamen zevk meselesi!Gezip tozma aktivitelerini fotoğraf çekme bahanesiyle arttırarak,sosyal hayata biraz daha yaklaşmak :)
Belki bu bana iyi gelir..

Umarımmm...

Once upon a time, VOGUE...

Bir zamanlar, Vogue.. :)
Günümüzdeki emsallerinden çok farklı tarzdaki dergi kapağıyla yayın hayatına başlayan Vogue'un 1892'deki ilk sayısı!
Orjinal nüshalarından bulup incelemek isterdim doğrusu... :)


Bu arada "Bir Alışverişkoliğin İtirafları"nın harika bayram hediyesi Amway Beautycycle Cilt Bakım Setini kazanmak için tıklayın! ;)
"www.bir-alisveriskoligin-itiraflari.blogspot.com"